Prof. Dr. Mehmet Koçak

Summary


Cancer is the second leading cause of death worldwide, following cardiovascular diseases, with increasing incidence and mortality rates in recent years. According to data from the World Health Organization (WHO) and GLOBOCAN, lung, liver, stomach, breast, and uterine cancers are particularly prevalent among cancer-related deaths. Although Türkiye shows a similar pattern, regional, temporal, and gender-based variations deviate from global averages. This study aims to examine the temporal and geographical distribution of deaths from the five major types of cancer (breast, lung, colorectal, prostate/bladder, and stomach cancer) in Türkiye between 2010 and 2022, reveal gender disparities, and contribute to the development of health policies by comparing national data with global trends.


This retrospective analysis used cause-of-death statistics from the Turkish Statistical Institute (TURKSTAT) and the Ministry of Health from 2010–2022. The analysis focused on mortality from breast, lung, colorectal, prostate/bladder, and stomach cancers. Mortality rates were evaluated by year, province, and gender. Spatial correlations were demonstrated using geographical distribution maps. The results were then compared with global cancer epidemiology trends from existing literature.


Temporal and regional fluctuations in cancer mortality rates in Türkiye indicate that uniform, centralized policies are insufficient for effective cancer control. It is crucial to develop region-specific, data-driven health policies that address local variations. Improving access to healthcare, expanding regional awareness campaigns, and strengthening early diagnosis and screening programs are crucial steps. Additionally, enhancing the national cancer registry system, utilizing artificial intelligence and advanced data analysis methods to identify high-risk regions, and allocating healthcare resources efficiently are vital for long-term success. Achieving sustainable, community-driven cancer control strategies requires integrating environmental, agricultural, and urban policies with public health objectives and fostering collaboration among civil society, academia, and local governments.

***

Özet

Türkiye’de Kanser Ölümlerinin 13-Yıllık Eğilimi


Kanser, küresel düzeyde ölüm nedenleri arasında kalp-damar hastalıklarının ardından ikinci sıradadır ve son yıllarda hem görülme sıklığı hem de mortalite oranlarında artış gözlenmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve GLOBOCAN verilerine göre özellikle akciğer, karaciğer, mide, meme ve rahim kanserleri ölümlerde öne çıkmaktadır. Türkiye’de de benzer bir eğilim söz konusudur ancak bölgesel, cinsiyet ve zamana bağlı farklılıklar bu genel tablodan sapmalar göstermektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de 2010-2022 yılları arasında öne çıkan beş kanser türüne (meme, akciğer, kolorektal, prostat/mesane ve mide kanserleri) bağlı ölümlerin zamansal ve coğrafi dağılımını incelemek, cinsiyet farklarını ortaya koymak ve küresel verilerle karşılaştırarak politika geliştirme sürecine katkı sağlamaktır.


Bu retrospektif analizde, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Sağlık Bakanlığı’nın 2010-2022 yılları arasındaki ölüm nedeni istatistiklerinden yararlanılmıştır. Çalışmada meme, akciğer, kolorektal, prostat/mesane ve mide kanserlerinden kaynaklı ölümler odak noktası olarak seçilmiştir. Ölüm oranları yıllara, illere ve cinsiyete göre değerlendirilmiş; coğrafi dağılım haritalarıyla mekânsal korelasyonlar ortaya konulmuştur. Elde edilen bulgular, mevcut literatürdeki küresel eğilimlerle karşılaştırılmıştır.

Türkiye’de kanser mortalitesindeki zamansal ve bölgesel dalgalanmalar, kanserle mücadelede merkezi, tek tip politikaların yetersiz kaldığını göstermektedir. Etkin bir mücadele için yerel farklılıkları dikkate alan, bölge bazlı özelleştirilmiş sağlık politikalarının geliştirilmesi zorunludur. Sağlık hizmetlerine erişimin artırılması, bölgesel farkındalık kampanyalarının yaygınlaştırılması, erken tanı ve tarama programlarının güçlendirilmesi gerekmektedir. Ulusal kanser kayıt sistemlerinin daha kapsamlı ve güncel hâle getirilmesi, yapay zekâ ve ileri veri analiz yöntemleri ile yüksek riskli bölgelerin belirlenmesi, kaynakların etkin kullanımına katkı sağlayacaktır. Ayrıca çevre, tarım ve şehircilik politikalarının sağlıkla uyumlaştırılması; sivil toplum, akademik çevre ve yerel yönetim iş birliklerinin güçlendirilmesi, uzun vadede sürdürülebilir başarı için hayati önemdedir.

Makaleye ulaşmak için tıklayınız.