Türkiye’de ilk defa iş sağlığı ve güvenliği konusunu kapsamlı bir şekilde ele alan kanun, 20.06.2012 tarihinde kabul edilerek, 30.06.2012 tarih ve 28339 sayılı Resmi Gazetede yayımlandı. Bilindiği gibi daha önce iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili bazı konular yalnızca 4857 Sayılı İş Kanununda 5. bölüm içerisinde “İş Sağlığı ve Güvenliği” ana başlığında 77 ve 89. maddeler arasında biçimlendirilerek uygulanmaktaydı. Dolayısıyla 6331 sayılı Kanun öncesinde, yalnızca 4857 sayılı Kanun çerçevesinde istihdam edilen işçiler için kısmi bir iş sağlığı ve güvenliği uygulaması varken memurlar, bu uygulamanın kapsamı dışında tutulmuştu.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 2. maddesindeki “Bu Kanun; kamu ve özel sektöre ait bütün işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.” hükmü çerçevesinde Kanunun kapsamı ve etki alanı, yeniden tanımlanarak genişletilmiştir. Kurumlar bu kanunla az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli olarak 3’e ayrılmış risklerin yüksek olduğu hastaneler de çok tehlikeli sınıfta yer almıştır. Hastanelerin çok tehlikeli sınıfta yer alması aynı zamanda sağlık çalışanların iş sağlığı ve güvenliği açısından öncelikli risk grubunda yer aldığını göstermektedir. Yeterli korunma önlemlerinin alınmaması nedeniyle bulaşıcı hastalıklardan birçok sağlık çalışanı hayatını kaybetmiştir. Hastanelerde yaşanan şiddet olaylarıyla yaşanan vahşetler ve kimyasal maddelerin etkileri sağlık çalışanlarının sağlığını ve güvenliğini tehdit eden unsurlar olmuştur.
1 Ocak 2013 tarihi itibariyle de hastanelerde iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının başlamasının zorunlu olması ile birlikte uygulamaların sahada nasıl yapıldığını tespit edebilmek ve sağlık çalışanlarının bu konuda ne kadar bilgilendirildiklerini belirlemek adına Türk Sağlık-Sen tarafından Haziran 2014 tarihinde internet üzerinden bir anket gerçekleştirilmiştir.
Yasanın uygulanmaya başlamasından yaklaşık 1,5 yıl sonra gerçekleştirilen bu çalışmaya 1152 sağlık çalışanı katılmıştır. Araştırmada elde edilen verilere SPSS paket programında çeşitli testler uygulanarak aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır.
Araştırma sonuçları
Grafik 1: “Kurumunuzda iş sağlığı ve güvenliği birimi oluşturuldu mu?” anketi
Grafik 2: “Çalıştığınız kurumda iş sağlığı ve güvenliği kurulu oluşturuldu mu?” anketi |
Grafik 3: “Kurumunuzda iş sağlığı ve güvenliği uzmanı var mı?” anketi
Grafik 4: “Çalıştığınız kurumda çalışan temsilcisi görevlendirildi mi?” anketi |
Grafik 5: “İş sağlığı ve güvenliği konusunda bilgilendirilerek iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri aldınız mı?” anketi |
Grafik 6: “İş sağlığı ve güvenliği çalışmalarında görüşünüz alınıyor mu?” anketi |
Grafik 7: “Kurumunuzda iş sağlığı ve güvenliği konusunda gerekli önlemler alınıyor mu?” anketi
Grafik 8: “Çalıştığınız kurumda yaşanan iş kazaları ve meslek hastalıklarının bildirimi yapılıyor mu?” anketi
Grafik 9: “Çalıştığınız kurumda acil durum planı hazırlandı mı?” anketi |
Grafik 10: “Çalıştığınız kurumda risk değerlendirmesi yapıldı mı?” anketi
Grafik 11: “Kurumunuzda yangınla mücadele ve tahliye tatbikatı yapıldı mı?” anketi | |
Grafik 12: “Çalıştığınız kurumda çalışanların sağlık muayeneleri düzenli olarak yapılıyor mu?” anketi
Değerlendirme ve sonuç
Sağlık kurum ve kuruluşlarında iş sağlığı ve güvenliği konusunda ciddi eksiklerin olduğu bu araştırma ile teyit edilmiştir. İş sağlığı ve güvenliği konusunda kurumların gerekli hassasiyeti göstermediği, çalışanların bilgilendirilmediği, kurumların iş sağlığı ve güvenliği için gerekli düzenlemeleri yapmadığı görülmüştür. Sağlık kurumlarının iş sağlığı ve güvenliği konusunda alarm vermektedir. İş sağlığı ve güvenliği konusunda hastanelerin çok tehlikeli işyeri sınıflarında yer aldığı düşünüldüğünde çok ciddi sıkıntıların yaşanacağı ve çalışanların mağdur olacağı açıktır. Güvenli ve risksiz bir ortamda çalışmak sağlık çalışanlarının da hakkıdır. Bu, en kısa sürede sağlanmalıdır. Tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında iş sağlığı ve güvenliği konusunda gerekli düzenlemeler bir an önce yapılmalıdır.
Yazının PDF versiyonuna ulaşmak için tıklayınız.
SD (Sağlık Düşüncesi ve Tıp Kültürü) Dergisi, Aralık-Ocak-Şubat 2014-2015 tarihli 33.sayıda, sayfa 50-51’de yayımlanmıştır.