Prof. Dr. Temmuz Gönç Şavran – Dr. Ayşe Güliz Dirimen Arıkan
Summary
Health is one of society’s fundamental resources. Just as justice is necessary for the well-being of society as a whole, health is not just a matter for patients; it is a public necessity for all members of society. Groups such as the poor, women, and migrants face systematic, but preventable, disadvantages in terms of access to healthy living conditions and health services. These multidimensional inequalities are conceptualized as health inequalities. These inequalities reflect not only individual situations, but also the structural consequences of social structures, economic policies, and patriarchal relations. Access to health services must consider the dimensions of accessibility, acceptability, affordability, comprehensibility, and continuity. The World Health Organization (WHO) adopted the principle of “Leaving No One Behind”, which emphasizes universal inclusion and equity goals, and aims to ensure that no individual or disadvantaged group is excluded from accessing health services.
Health is not only a biological state, but also a social right intertwined with citizenship, political representation, and social participation. Therefore, to achieve health justice, we must wage a struggle on a broader political ground than just the functioning of the health system. In other words, approaches to solving health inequalities should not be limited to technical and sectoral interventions. Rather, an inclusive and critical democratic attitude is necessary that aims to transform the historical, political, cultural, and structural relations in which these inequalities are nurtured.
This article will discuss the different dimensions and social determinants of health inequalities, emphasizing the consequences of rural-urban health disparities and difficulties accessing health services for disadvantaged groups,such as the refugees, the disabled, and the elderly. Additionally, solutions will be offered on how to reflect the principle of “Leaving No One Behind” in policy designs.
***
Özet
Sağlığın Sosyal Belirleyicileri ve Sağlıkta Eşitsizlikler
Sağlık, toplumun en temel kaynaklarından biri. Nasıl ki adalet yalnızca mağdurlar için değil, toplumun tamamının varlığı için gerekliyse; sağlık da yalnızca hastalara özgü bir mesele değil, toplumun tüm üyeleri için ortak bir kamusal gereksinim. Özellikle yoksullar, kadınlar ve göçmenler gibi gruplar hem sağlıklı yaşam koşullarına hem de sağlık hizmetlerine erişim açısından sistematik ve önlenebilir dezavantajlara sahip. Bu grupların sağlık hizmetlerine erişimindeki çok boyutlu eşitsizlikler, sağlık eşitsizlikleri olarak kavramsallaştırılmakta. Sağlık eşitsizlikleri, yalnızca bireysel durumların değil, toplumsal yapıların, ekonomi politikalarının ve ataerkil ilişkilerin ürettiği yapısal sonuçların birer yansıması. Sağlık hizmetlerine erişimin, ulaşılabilirlik, erişilebilirlik, kabul edilebilirlik, karşılanabilirlik, anlaşılabilirlik ve süreklilik boyutlarını karşılaması gerekli. Dünya Sağlık Örgütü tarafından benimsenen “Kimseyi Geride Bırakmama” ilkesi, evrensel kapsayıcılık ve eşitlik hedeflerini vurgulayan temel bir politika çerçevesi ve sağlık hizmetlerine erişimde hiçbir bireyin veya dezavantajlı grubun dışlanmamasını hedefliyor.
Sağlık, yalnızca bireylerin biyolojik durumu değil, aynı zamanda vatandaşlık hakları, siyasal temsil ve toplumsal katılım biçimleriyle iç içe geçmiş bir toplumsal hak. Bu nedenle, sağlıkta adaleti sağlamak için, sağlık sisteminin işleyişinden çok daha geniş bir siyasal zeminde mücadele verilmeli. Diğer bir deyişle sağlık eşitsizliklerinin çözümüne yönelik yaklaşımlar yalnızca teknik ve sektörel müdahalelerle sınırlandırılmamalı; bu eşitsizliklerin beslendiği tarihsel, politik, kültürel ve yapısal ilişkilerin dönüşümünü hedefleyen kapsayıcı ve eleştirel bir demokratik tutum gerekli.
Bu yazıda, sağlıkta eşitsizliklerin farklı boyutları ve sosyal belirleyicileri ele alınacak; kırsal-kentsel sağlık farklılıklarının sonuçları üzerinde durulacak; dezavantajlı gruplar (mülteciler, engelliler, yaşlılar vb.) bakımından sağlık hizmetlerine erişimdeki zorluklar incelenecektir. Ayrıca “kimseyi geride bırakmama” prensibinin, politika tasarımlarına nasıl yansıtılabileceğine dair çözüm önerileri de sunulacaktır.
Makaleye ulaşmak için tıklayınız.






