İyi ki, hekim meslektaşlarımız akıllı insanlar! Bunu son günlerde söylenip yazılanlara bakarak, yazılarından naklen söylüyorum.(1) Bu görüşe tereddütsüz katılıyor ve onaylıyorum.

Hani bazen, bazı olaylar karşısında, “Acaba yanılıyor muyum, yoksa bunlar hekim değil mi?” gibi sorular aklıma gelmiyor değil. Ancak değerli meslektaşlarım benim kendime gelmemde yardımcı olmada gecikmiyorlar. Böylece yanıldığımı anlıyorum. En azından hekim kitlesinin çok büyük bir çoğunluğunun yukarıda alıntıladığım övgüyü hak ettiğine gönülden inanıyorum.

Zaman zaman zihnimi yanlış kanılara zorlayan olaylara, söylemlere siz de şahit oluyorsunuzdur. Bunları hatırlatarak sizleri rahatsız etmek istemiyorum; amacım, nadir de olsa, bazı olumsuz olayların hekimlerin “duyarlılığı ve akıllılığı” sayesinde nasıl ümit verici sonuçlar doğurduğunu belirtmektir.

Sağlık Bakanlığı, yıllardır alışılagelen statik durumundan kurtulup son yıllarda önemli politika değişikliklerine imza atmıştır. Beğenir ya da beğenmezsiniz, ama bu konuda sorumluluk taşıyanların bütün suçlama, karalama ve engellemelere rağmen büyük bir özveri ile hareket ettiğini inkâr etmek en hafif ifadeyle insafsızlık olur. Bunu yakından gözlemleyen biri olarak en azından ben böyle düşünüyorum. Bu özverili çalışmanın enerjisinin iki kaynaktan geldiğine inanıyorum. Biri daha iyi sağlık hizmeti almaya layık olan halkımız, diğeri de “duyarlılığı ve akıllığı” sayesinde elbirliği içinde bu özveriyi paylaşan başta hekimler olmak üzere sağlık emekçileridir.

Değişime ayak uyduranlar bazen, sonradan özür dilense de, hem de kendilerini temsil edenler tarafından “onursuzluk”la suçlanabiliyor.(2) Bazen hekimlik literatüründe yer almayacak kavramlar ve hatta “eylemler” uçuşuyor. Öyle ki, sağlıkla ilgili olsun veya olmasın, her dönemde her yeniliğe karşı çıkmada kullanılan aynı yöntemlerle, aynı bildirilerle karşılaşmanız bile mümkün.

Örnek mi istiyorsunuz? “Bu projeyi ülkemize dayatanlar aynı zamanda ülkemiz için bölünmüş haritalar yayımlayanlardır. Bu projeye karsı çıkmak aynı zamanda ülkemize de sahip çıkmaktır.”(3) Sizce hangi projeden bahsediliyor? Size bu sözlerin sağlıkta son zamanlarda atılan adımların eleştirisi olduğunu söylesem bana inanır mısınız?

Aslında uygulanan politikaların içeriği ile fazla ilgilenmeden yapılıyor bunlar. Mesela son zamanlarda gündemde olan aile hekimliği uygulamasına karşı çıkmak isteyen hekim örgütü yöneticilerimiz, “Bir kez daha hatırlatıyoruz! Aile hekimliğini seçenler gelir getirici ikinci bir iş, işyeri hekimliği, serbest mesleki etkinlik yapamaz.” uyarısında bulunuyorlar.(4) Halbuki, halk sağlığı hocalarımın anlattıklarından aklımda kaldığına göre, sosyalizasyonun uygulanmasını engelleyen önemli faktörlerden biri sosyalizasyon kapsamındaki hekimlere serbest çalışma hakkı verilmesi diye hatırlıyorum. Yanılıyor muyum acaba? Bir de, “Aile hekimliği uygulaması, sağlıkta dönüşüm projesinin bir parçası olarak birinci basamak sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesidir.”(5) demiyor muyduk? Neyse, konumuz bu değil.

Biz böyle düşünmüyor olabiliriz, ancak aile hekimliği ile yıkılmak istendiği ileri sürülen 224 sayılı sosyalizasyon yasasının gerekçe metninde ne yazdığına bakalım: “Halbuki memleketimizde resmi sağlık hizmetleri, maaş masrafından kaçınılmak için, sağlık personelini serbest çalışmaya bıraktığından Cumhuriyet’in kuruluşunda sağlık idaresine yapılmak istenen hamle en can alacak noktasından sakatlanmış ve bu suretle istendiği şekilde inkişaf edememiştir.”(6) Ne dersiniz, Bakanlık mı bu yasa amacı doğrultusunda davranıyor, yoksa Bakanlık politikalarına karşı çıkanlar mı?

Hele karşı çıkma bildirilerinize “çalışma yaşamımızın, çocuklarımızın geleceğinin, ülkemizin, laik Cumhuriyetimizin, ulusal bütünlüğümüzün ve üniter devletimizin büyük tehlikeler ve tehditlerle karşı karşıya olduğunu geniş bir çoğunluk olarak paylaştığımızı biliyoruz. Hepimiz gidişattan kaygı duyuyoruz, huzursuzuz. Bizler sadece hekim değil aynı zamanda Atatürk’ün laik Türkiye Cumhuriyeti’ni kollama ve koruma görevi olan aydın yurttaşlarız da…”(1) diye eklemeler yaparsanız, sağlık konusunu bilmem, ama safınızı iyi belirlemiş, karşınızdaki görevlileri de itham etmiş, hatta mahkûm etmiş oluyorsunuz. Hatta konunun içeriğine tam vâkıf olur, daha da ileri gidebilir, aile hekimliğinden sağlık politikalarına, oradan küresel projelere uzanabilir ve “Gün, bu yabancı dayatması projeleri 9 Eylül’lerde olduğu gibi Kordon’dan denize dökme günüdür.”(7) diyerek düşmana karşı seferberlik ilan edebilirsiniz.

Dedim ya, hekimler akıllı insanlar. Yukarıdaki ifadelerin geçtiği mektubu bir web sitesine gönderen bir doktor arkadaşımız, “Korkmanız için yayınlıyorum.” diyerek mizah konusu bile yapabiliyor.(8) Herkesin mizah anlayışı farklı olabilir, ne diyebilirim?

Ben kesinlikle inanıyorum ki, hekimler “duyarlı ve akıllı” insanlar… Zira yukarıda sözünü ettiğim örnekleri çoğaltmak mümkün olmakla birlikte hekim örgütlerimiz, yeri geldiğinde kendilerinden bekleneni yapıyor ve ilan ediyorlar:

“…başlayan aile hekimliği uygulamasının özellikle hekimlerin özlük hakları ve halkın sağlık hakkı çerçevesinde, mutluluğumuzu ve başarılarımızı artırıcı bir uygulama olmasını diliyoruz.”

“…Sürecin kişisel ve toplumsal konumumuzu, düzenimizi, görevimizi, sorumluluklarımızı hep en iyiye ulaştırması dileğiyle…” (9)

“Değerli meslektaşlarımız, öncelikle şunu belirtmek isteriz ki Oda’mıza kayıtlı olsun olmasın, özelde veya kamuda çalışsın, aile hekimliğini seçsin ya da seçmesin, tüm hekimlerimiz Tabip Oda’mızın gözünde Cumhuriyetimizi ve O’nun temel değerlerini savunan birinci sınıf hekimlerdir; bunun tersi bir anlayışın kamusal bir meslek odası kimliği ile bağdaşmayacağı bizler için açık ve nettir.”(1)

Kendilerine teşekkür ediyorum.

Kaynaklar

1-Hekimlerimize Mektup 3, http://www.izmirtabip.org.tr/, 02.04.2007 tarihli
2- 
http://www.denizlili.net/haber , 03.03.2007 tarihli
http://www.eshekim.com/forums, 25.10.2006 tarihli
Denizli Tabip Odası Şokta. Aile Hekimliği Dergisi 1: 3 sayfa 30, 2007
3- Hekimlerimize Mektup 2, 
http://www.izmirtabip.org.tr/, 02.04.2007 tarihli
4- Ana Sayfa, 
http://www.izmirtabip.org.tr/, 02.04.2007 tarihli
5- Hekimlerimize Mektup 1, 
http://www.izmirtabip.org.tr/, 02.04.2007, Sayfa 7, 1960, TBMM arşivi.
7- Yönetim Kurulumuzun Hekimlere Mektubu,  
http://www.izmirtabip.org.tr/, 02.04.2007 tarihli
8- 
http://www.ailehekimliği.org.tr
9- Samsun-Sinop Tabip Odası, 20.02.2007 tarih ve 159/07 sayılı yazısı.

Eylül-Ekim-Kasım 2007 tarihli SD 4’üncü sayıda yayımlanmıştır.