Her insanın hayattan beklentisi sağlıklı, mutlu, huzurlu ve konforlu bir şekilde yaşamaktır. Ancak hayat hepimiz için sürprizlerle doludur. İnsan, hayat akışı içinde bir taraftan mutlu olacağı durumları yaşarken, diğer taraftan
Dr. Öğr. Üyesi Sibel Doğan
1981 yılında Malatya’da dünyaya geldi. 2004-2012 yılları arasında Erciyes Üniversitesi bünyesinde öğretim görevlisi olarak çeşitli idari ve akademik görevleri yerine getirdi, ERÜ Onkoloji Hastanesinde kanser hastalarına, ailelerine ve sağlık personeline yönelik psikososyal destek programlarını yürüttü. 2012 yılından itibaren İstanbul Medipol Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde görev yapmakta, aynı zamanda erişkin kanser hastalarına ve ailelerine yönelik psikososyal destek hizmetlerini yürütmektedir.
İnsanoğlu doğduğu andan itibaren kaçınılmaz olarak ölüme doğru ilerler. Varoluşçu felsefenin önde gelen isimlerinden Alman filozof Heidegger, insanı tanımlarken “ölüme doğru varlık” ifadesini kullanmış ve insanın her an ölmekte olan
Hastalık kavramı uzun yıllar boyunca sadece fiziksel rahatsızlık olarak algılanmış, hasta olan insan bir bütün olarak ele alınmamış ve kişi yalnızca hasta olan organı ya da hastalığı olarak görülmüştür. Örneğin
“Son kez görüştüğünüzde bilememişsinizdir onu son görüşünüz olduğunu. Yeterince sıkı sarılamamışsınızdır veya tutamamışsınızdır elini. ‘Gitme kal’ diyememişsinizdir. ‘Beni bırakma’ diyememişsinizdir. Vedalaşırken söylenebilecek binlerce şeyin hiçbirini söyleyememişsinizdir. Çünkü yarın çok kısa
Doğal yaşam sürecinin son basamağı olan ve geçmişte bilgeliğin, saygınlığın sembolü kabul edilen yaşlılık süreci, artık maalesef bu anlamını giderek yitirmektedir. Günümüzde “gençlik” ve “güzellik” gibi kavramların ön plana çıkarılması
Her toplumun ölümle ilgili kendine özgü dini, felsefi inanışları ve bunların paralelinde ritüelleri bulunmaktadır. Bütün bunlar ölüme ilişkin bakış açımızı, ölüme verdiğimiz anlamı ve doğal olarak da yaşadığımız dünyadan ayrılış
“Herkes kimsenin sağ kalmayacağını bilir de kendisinin öleceğine inanmak istemez.” Namık Kemal Ölüm; tüm canlıların yaşadığı evrensel bir olay olmasına rağmen öncesi, anı ve sonrasıyla pek çok bilinmezi içerdiğinden, insanlar
Hani sevilmeyen, soğuk, ürkütücü gelen kelimeler ve o kelimelerin temsil ettiği kavramlar vardır. Çaresizlik hissettiren, korku salan, kabul edilip de aslında inkâr edilen, uzak görünen, üzerinde düşünmek yerine kaçınılan… İşte
Dr. Öğr. Üyesi Sibel Doğan10 yıl önce
İnsanların birbirleriyle olan sosyal ilişkilerini düzenleyen unsurlar arasında dinin önemi büyüktür. Din, birey ve toplum hayatına anlam kazandıran, kişinin insanca yaşamasına yardımcı olan, topluluk halinde yaşayan bireylerin birbirlerini anlayabilmelerini kolaylaştıran
Dr. Öğr. Üyesi Sibel Doğan10 yıl önce