Bir telefon ve bir internet, doktoru evden “uzak” tutar
“Sağlık hizmetine erişim”, tüm modern sağlık sistemlerinin iyileştirmeye çalıştığı göstergelerden birisi. Yakın zamana kadar bu konuyu ele alırken, genellikle insan kaynağı, sağlık kurumlarının sayısı, hizmet çeşitliliği ve fiziksel mesafe gibi göstergelere odaklanılırdı. Ancak sağlık hizmetlerinin bazıları tamamen veya kısmen uzaktan verilebilir hale geldi ve hatta hastalar tarafından da uzaktan sağlık hizmeti talep edilmeye başlandı. Dahası COVID-19 pandemisinde olduğu gibi, kimi zaman bazı hizmetleri hastaya sunarken, fiziksel temasta bulunmadan bunu yapabilmek; birey ve toplum sağlığı açısından önemli bir gereksinim haline geldi. Bu durum, “sağlık hizmetine erişilebilirlik” tanımını da değiştirmeye başladı. Uzaktan verilebilen sağlık hizmetlerinden yararlanmak için hekimin yanına gitmek zorunda kalınmasının, sağlık hizmetine erişimi “zorlaştıran” bir durum olarak kabul edileceği günler uzak görünmüyor. Yüzyılladır sağlık hizmetine erişimin, “hekime fiziksel olarak ulaşmakla” eş anlamlı kabul edildiği bir anlayıştan; “hekime uzaktan erişmeye” evrilmesi başlangıçta zor ve zaman alıcı görünebilir. Ancak akıllı mobil cihazlarla hayatımıza giren ve hatta bağımlılık oluşturan onlarca uygulamanın çoğunun bundan on yıl kadar önce var olmadığını düşünürsek, insanların uzaktan sağlık (teletıp) hizmetlerine de kolayca uyum sağlayabileceğini söyleyebiliriz. Burada karşılaşılacak zorluklar, hastaların sürece uyumundan ziyade, sağlık hizmet sunumundaki paradigma değişimine sağlık çalışanları ve sağlık sisteminin nasıl uyum sağlayacağı olacaktır. Bu çerçevede hangi hizmetlerin uzaktan verilmesinin tıbben uygun olduğu, fiziksel olarak sunulacak hizmetlerin teletıp hizmetleri ile nasıl entegre edileceği, sağlık verisindeki sürekliliğin nasıl sağlanacağı, bu hibrit yapıda yasal yükümlülüklerin neler olacağı gibi konular önemli tartışma başlıklarıdır.
Bu paradigma değişiminin, yavaş da olsa kültürel eserlere de etkisi olacaktır. Atasözleri, deyişler, şiirler, şarkılar ve türküler zamanla bu değişime ayak uyduracaktır. Şimdiye kadar “doktorun uzakta olması” sağlık hizmetine erişememek; “doktoru evden uzak tutmak” da sağlıklı olmak anlamına geliyorken, artık “doktorun uzakta olması” çoğunlukla iyi bir şey olarak yorumlanacak, hatta herhangi bir yerden 7/24 erişilebilir bir hizmete işaret edecektir. Kim bilir belki de bir gün “Hızır gibi yetişmek” deyimi, teletıp ile eriştiğimiz hekimler için kullanılmaya başlayacaktır.
Dergimizin bu sayısında teletıp teknolojisinin ve uygulamalarının klinik, politik, kültürel ve hukuki boyutları detaylıca ele alındı. Keyifli okumalar diliyoruz…