Haberler

  • Yazı Büyüklüğü A(-) A(+)
  • Paylaş

Medipol Üniversitesi’nde ilk ders

DSÖ Avrupa Bölge Başkanı Dr. Zsuzsanna Jakab, İstanbul Medipol Üniversitesi'nde ilk dersi verdi. Avrupa ülkelerinde sağlık hizmetindeki uçuruma dikkat çeken Jakab, en yoksul ülkedeki bebek ölüm oranının en zengin ülkenin 25 katı olduğunu söyledi.

Ömer Çakkal

İstanbul Medipol Üniversitesi, Unkapanı Yerleşkesi’nde düzenlenen törenle eğitim-öğretime başladı. Rektör Prof. Dr. Sabahattin Aydın’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen törene YÖK Üyesi ve İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Öztürk, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölge Başkanı Dr. Zsuzsanna Jakab ve Türkiye Masası Şefi Dr. Maria Cristina Profili’nin de aralarında olduğu kalabalık bir davetli topluluğu katıldı. İlaç ve Eczacılık Eski Genel Müdürü ve İstanbul Başakşehir Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Mahmut Tokaç, İÜ'den Prof. Dr. Hasan Taşçı ve Doç. Dr. Muazzez Garip Ağaoğlu, İBB Sağlık ve Sosyal İşler Müdürlüğü’nden Doç. Dr. Saime Batırel’in de hazır bulunduğu törene öğretim üyeleri ve öğrenciler arasından yoğun bir katılım gerçekleşti. Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Naci Karacaoğlan ve Tıp Fakültesi Genel Sekreteri Prof. Dr. Ömer Ceran ile öğretim Prof. Dr. Erdoğan Kunter, Prof. Dr. Gürkan Öztürk, Prof. Dr. Hüseyin Seven, Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Prof. Dr. Şeref Demirayak, Prof. Dr. Ahmet Zeki Şengil, Prof. Dr. Hüsamettin Oktay, Prof. Dr. Cahit Gürkan Zorlu, Prof. Dr. Huriye Çatalca, Doç. Dr. Lütfü Hanoğlu, Yrd. Doç. Dr. Mustafa Tek, Yrd. Doç. Dr. Aslı Patır Münevveroğlu, Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Emir Yüzbaşıoğlu, Yrd. Doç. Dr. Özmen Öztürk, Yrd. Doç. Dr. Ahmet Yılmaz, Yrd. Doç. Dr. Esra Çitler, Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Çetin, Yrd. Yrd. Doç. Dr. Mustafa Eliaçık, Yrd. Doç. Dr. Cevat Şengül ve Yrd. Doç. Dr Nihal Sunal törene katılan isimler arasında yer aldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan töreni eğitimci Cihat Şener sundu. Sözlerine, “Bugün Türk üniversite yaşamı izin önemli bir gün, bugün önemli bir boşluğun doldurulduğu bir gün. Bugün aslında her adımımızda Medipol Üniversitesi’nin nerede durduğunu, nasıl baktığını, dünyayı nasıl algıladığını görmemizi sağlayacak” diye başlayan Şener, rektör Sabahattin Aydın’ı açılış konuşması için sahneye davet etti.

Aydın, yaptıkları törenin içeriğine dikkat çekti. “İlk yılımızda büyük bir salonda, daha kalabalık bir kitle ile gösterişli bir tören yapmak istemedik. Hani nişan törenlerimizi aile içi içinde yapmak isteriz ya, biz de açılış törenimizi biz bize yapmak istedik.” diyen Aydın, şu anda 60 öğretim elemanı, 385 öğrenci ve ile toplamda yaklaşık 550 kişi ile birlikte eğitim-öğretim faaliyetine başladıklarını anlattı.

"KURULUŞUNUN İLK YILINDA EĞİTİM-ÖĞRETİME BAŞLAYAN İLK ÜNİVERSİTEYİZ"
Aydın şöyle devam etti: “Önümüzdeki yıl muhtemelen Bağcılar’daki eğitim hastanesi ve Kavacık’taki kampüs ile yolumuza devam edeceğiz. Umarım gelecek yıllarda uzaktan eğitim yolu ile 4 kıtada açılış törenleri yapan, eğitim-öğretim faaliyeti yürüten bir konuma ulaşırız. Üniversitelerin tarihinde 5 yıl-10 yıl aslında emekleme dönemleridir. Bugün 500 olan, gelecek yıl belki birkaç bin olan, gelecek onlarda ise birkaç on bin kişi ile bir kurum olabiliriz. Kuruluşunun ilk yılında eğitim-öğretime başlayan Türkiye’nin ilk üniversite olduğumu söyleyebilirim. Ancak bu üniversitenin fikri temelleri bundan çok daha öncelere dayanıyor. İlk yılımızda eğitime başlamamızda Medipol Sağlık Grubu’nun büyük bir katkısı var. Ancak üniversitenin asli unsurları öğrencileri ve öğretim üyeleridir. Şu anda eğitime başladığımız bina aslında İstanbul ve üniversite eğitim baz alındığında küçücük bir bina. Bu nedenle gelecek yıla yetişmek üzere Kavacık kampüsümüzün inşasına başlamak ve geliştirmek zorundayız. Üniversite aslında evrensel bilgilin oluşturulduğu, özgün fikirlerin yaratıldığı mekânlardır. Evet, olayın başında tıpla başlayan bir kurumuz. Bu, hem kurucularımızın hem de bizlerin en iyi bildiğimiz şeyin tıp olmasından kaynaklanıyor. Önümüzdeki yıl farklı disiplinlerde eğitim-öğretime başlayacağız.”

JAKAB: BU KENTTEKİ DİNAMİZM BENİ HEYECANLANDIRIYOR
Aydın’ın konuşmasının ardından kürsüye Dr. Zsuzsanna Jakab geldi. Açılış töreninin onur konuğu olan Jakab, İngilizce olarak yaptığı konuşmasında “Avrupa’da Halk Sağlığı: Beklentiler ve Çıkmazlar" konusunda düşüncelerini öğrencilerle paylaştı. Jakab’ın konuşması ses ve görüntü sistemi desteği ile aynı anda 7 sınıfta birden takip edildi. Simültane çeviri ile Türkçe’ye aktarılın konuşmanın ardından öğrenciler Dr. Jakab'a sorular yönelttiler.

Konuşmasının başında İstanbul’a atıfta bulunan Dr. Jakab, “Bugün burada bulunmak benim için mutluluk verici. 53 ülkede farklı pozisyonlarda çalıştım. Bu daveti aldığımda katılmak istedim. Çünkü gençler bizler için en büyük yatırım. Bunun yanında İstanbul benim en sevdiğim şehirlerden biri. Bu kentteki dinamizm beni heyecanlandırıyor.” dedi. Türkiye’deki gelişmeleri “gerçekten etkileyici” diye niteleyen Jakab, Türkiye’nin sağlığa son on yılda çok büyük yatırımlar yaptığını, Avrupa standartlarına çok yaklaşmış durumda olduğunu söyledi. Öğrencilere başarılar dileyen Dr. Jakab, daha sonra Avrupa’da kamu sağlığına ilişkin görüşlerini öğrencilerle paylaştı.

AVRUPA’DA SAĞLIKTA UÇURUM VAR
Jakab şöyle dedi: “DSÖ Avrupa Direktörü olarak atandığımda kamu sağlığı adına yeni adımlar atılması gerekiyordu. Kamu sağlığını Avrupa bölgesinin bütününde geliştirmemiz gerekiyordu. Konuşmamda kamu sağlığının neden önemli olduğunu açıklamaya çalışacağım. Öncelikle kamu sağlığını güçlendirme gereksinimlerinden söz edeceğim. Sonra sağlığın nasıl oluştuğunu ve insanlar üzerindeki etkisini nasıl artıracağını anlatmaya çalışacağım.

Kamu sağlığı her zaman bilgi ve tedbirin kombinasyonu olarak var olagelmiştir. Bu alanda ilk kaygılar bulaşıcı hastalıklar ile sınırlı kalmamıştır. Bu bilim dalı, anne-çocuk sağlığı, hastalıkların önlenmesi gibi alanlara yönelmiştir.

Avrupa bölgesi 53 ülkeden oluşmaktadır. 2007 yılında Avrupa bölgesinin en yoksul ülkesinde bebek ölüm oranı, bölgedeki en zengin ülkedeki oranın 25 katı olarak tespit edilmiştir. Avrupa’da sağlık mücadelesi için çok büyük kaynaklar aktarılmaktadır. Sağlık harcamaları bugün Avrupa ülkelerinin bütçelerini sıkıştırır duruma gelmiştir. Bu durum, hastalıkların önlenmesi için daha çok çalışmamız ve yatırım yapmamız gerektiğini göstermektedir. AIDS ve HİV Avrupa’da yükselmeye devam ediyor. Kalp hastalıkları ve diyabet bölgede başta gelen hastalıklar. Yakın zamanda tanık olduğumuz salgın hastalıklar noktasında da hazırlıklı olmamız gerekiyor. Bunun dışında Avrupa bölgesinde nüfusta kaymalar görülüyor. Yeni hastalıklar, iklim değişikleri, iletişim araçlarındaki gelişmeler ve gene göçmenler düşünüldüğünde sağlık politikalarında değişime ihtiyaç olduğu görülüyor.

“MOSKOVA TOPLANTISI ÖNÜMÜZDEKİ ON YILDA UFKUMUZ OLACAK”
Moskova’da yapılan komite toplantısında 2020 yılına dek Avrupa’da sağlığın ufku olacak bir plan tespit edildi. İstanbul Medipol Üniversitesi’nin de aralarında olduğu kurumlar ve STK’lar bu planın uygulanmasında önemli oyuncular. Biz DSÖ olarak çerçeve belirleyen bir durumdayız. Siz ülke olarak güçlü bir politik duruş sergilerseniz başarılı politikalar yürütebilirsiniz. Siz Türkiye olarak iyi bir noktadasınız. Başbakanınızın desteği ile yürütülen sigara ile mücadele, halk sağlığı noktasında önemli bir çalışmanız oldu ve önemli başarılar elde edildi. Anne-çocuk ölümlerinin azaltılmasında önemli bir noktaya geldiniz. Kamu sağlığının etkin bir şekilde geliştirilmesi için kitle iletişim araçlarının iyi kullanılması, medya ile işbirliği kurulması gerekiyor. Hükümetlerin bu alanı önemsemesi de bu anlamda önemli bir kalem. Tütün ile yapılan mücadele dünyanın birçok ülkesinde devam ediyor. Avrupa’nın pek çok ülkesinde tütün kullanımı sınırlandırıldı, vergilendirmeler yeniden düzenlendi. Bütün bunlar bize gösteriyor ki, hükümetler ve STK’lar bu alanda birlikte çalıştıklarında önemli başarılar elde edilebiliyor.

Kardiyovasküler hastalıklar ile mücadele, alkol kullanımı ile mücadele de, çalışmalarımızda önemli ayaklar. Özetlemek gerekirse Avrupa bölgesinde bazı temel zorluklar var. Finansal kaynaklarımız ve insan kaynağımız da sınırlı. Yetkinlik düzeyi de her zaman en uygun düzeyde değil. Küresel bir sağlık zirvesinden gemliyorum. Geçen hafta Berlin’de gerçekleşti. Politikacılar ve bilim adamları bir araya gelme fırsatı buldular.”

“DOMUZ GRİBİ SALGINI BİTTİ”
Konuşmasının ardından bir öğrenci Dr. Jakab’a, “Domuz gribi ortaya çıktığında bütün dünya endişelendi. İlaç şirketlerinin domuz gribi hastalığı ve bunun duyulması-alınan tedbirlerdeki rolü neydi? Bir ikincisi sigarayı yasa dışı yapma adına bir çalışmanız oldu mu?” şeklinde bir iki soru yöneltti.

Dr. Jakab’ın bu soruya yanıtı, “Domuz gribi ile ilgili olarak DSÖ’de bir mevzuatımız var. Çok fazla aşı satın alan ülkelerde şu anda sıkıntılar yaşanıyor. Örneğin Fransa 90 milyon doz aşı satın aldı. Sizin sağlık bakanlığınız bu konuda daha dikkatli davrandı ve risk grubu için öncelikle aşı aldı. Şu anda stoklarınızda çok fazla aşı kalmadı. Mevcut durumda salgının bittiğini söyleyebilirim. Acil durum komitesini de dağıtıldı. Bu süreç bize çok şey öğretti. İkinci sorunuza yanıtım ise daha kısa: sigarayı yasadışı ilan etme noktasında bir çabam olmadı. Bu kişisel bir durum. Konunun insan hakları ayağı da var.” şeklinde oldu.

“TAM GÜN” HAKKINDA REKTÖR AYDIN’DAN BİLGİ ALDI
Bir başka öğrenci ise Tam Gün Yasası uygulaması hakkında Jakab’a görüşlerini sordu. Türkiye’deki uygulama hakkında yeterince bilgisi olmayan Jakab’a gerekli bilgiyi rektör Aydın verdi. Jakab daha sonra, “Bunun net bir yanıtı yok. Avrupa’da ülkelerde farklı uygulamalar var. Bu konuda her ülkenin sistemi kendisine özel. Bu konu, söz konusu ülkenin kültürü ile de ilgili.” dedi.

İlk dersin ardından canlı müzik dinletisi ve kokteyl için giriş katına inen kalabalık, törenin bitiminde hatıra fotoğrafı çektirdi.

www.sdplatform.com

20 EKİM 2010 Bu haber 5307 kez okundu

Etiketler



Habere ait görsel bulunamamıştır.

Habere ait yorum bulunamamıştır. Yorum yazabilmek için üye girişi yapınız

Diğer Haberler

TÜM HABERLER
  • SON SAYI
  • KARİKATÜR
  • SÖYLEŞİ
  • Şehir hastaneleri hakkında düşünceniz nedir?