SD yazarları ‘Tam Gün’ü tartışıyor
SD, yakında piyasada olacak olan 12’inci sayısında ‘Tam Gün’ü tartışmayı sürdürüyor. İşte o yazılardan kısa alıntılar ve SD’de en başından beri çıkmış öteki Tam Gün yazıları...

SD Platform özel
ÖMER ÇAKKAL
SD Sağlık Düşüncesi ve Tıp Kültürü Dergisi, 3 yıla yakın bir zamandır sürdürdüğü yolculuğunda, başta ülkemiz olmak üzere dünyadaki mevcut sağlık politikalarını ve sağlığın geleceğini tartışmayı sürdürdü. Ülkemiz sağlık sisteminin son 7 yıldaki değişim projesinin çatısı olan ‘Sağlıkta Dönüşüm’ün ayaklarından ‘Performans’, ‘Tam Gün’ gibi uygulamalar noktasında SD yazarlarının düşünceleri Bakanlık politikalarının belirlenmesinde kilit rol oynadı.
Yeni yasama dönemine ertelenen Tam Gün Yasa Tasarısı, 2009'un sağlıkta en çok tartışılan konularından biri olarak zihinlerde yer etti. SD yazarları, ‘Tam Gün’ henüz fikir aşamasındayken görüşlerini SD aracılığı ile başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere sağlık kamuoyuna iletmişlerdi. Prof. Dr. Hasan Yazıcı, SD’nin Aralık 2007’de çıkan 5’inci sayısında tam gün çalışma hakkındaki düşüncelerini kaleme almış, geçmiş deneyimler ışığında olası politikaları yorumlamıştı. Konuyla ilgili görüşlerini Mart 2008’de çıkan SD 6’ncı sayıda aktaran Prof. Dr. Recep Öztürk ise tam gün çalışmaya dair sorun ve çelişkileri teşhis etmiş, çözüm önerilerini sıralamıştı. Haziran 2008’de çıkan SD 7’nci sayıda ise ‘Tam Gün’ ile ilgili 2 yazıya yer verilmişti. Sebahattin Işık, konuyla ilgili endişelerini dile getirirken bir önceki sayıdaki yazısının izini süren Prof. Dr. Recep Öztürk, bu kez ‘Tam Gün Yasası’nın ne getireceğini ve ne götüreceğini yazmıştı.
O yazılara şuradan ulaşabilirsiniz:
Prof. Dr. Hasan Yazıcı:
Tam gün çalışma
Prof. Dr. Recep Öztürk:
“Tam gün çalışma”: Sorunlar, çelişkiler, çözüm önerileri
Sebahattin Işık:
Hekimlikte tam gün uygulaması
Prof. Dr. Recep Öztürk:
Tam gün yasası: Neler getirecek, neler götürecek
SD 11, ‘Tam Gün’ü 6 yazı ile selamladı
Türkiye’nin sağlıktaki akademik birikimini en başından beri sayfalarına taşıyan SD, geçtiğimiz Haziran ayında çıkan 11’inci sayısında ‘Tam Gün’ü 6 yazı ile selâmladı.
Biri Bakanlığı döneminde ‘Tam Gün’ü uygulamış olan iki eski sağlık bakanı, TTB Genel Sekreteri ve Hekim Hakları Derneği Başkanı, ‘Tam Gün Yasa Tasarısı hakkındaki düşüncelerini SD için kaleme aldı. NTV Sağlık Editörü ‘Tam Gün’e gazeteci gözüyle baktı, GSS uzmanı Hüseyin Çelik ise ‘Tam Gün’ü kendi penceresinden irdeledi.
İşte o yazılardan kısa alıntılar:
Dr. Eriş Bilaloğlu (TTB Genel Sekreteri)
Eksik kalmasın, tamamlansın!
Mevcut sağlık ortamımız 1980’lerden başlayarak iyileştirme yerine çok bilinçli bir şekilde kötüleştirilmiş, kamu sağlık kurumları çökertilmiş ve sağlık çalışanlarının çalışma ortamları bozulmuştur. Kısacası “benim memurum işini bilir” felsefesinin bugünkü sahipleriyle yoğrulduğu bir “bugünü” savunmak mümkün değildir. Umut verici olan bu durumun farkında olan, azımsanmayacak bir kuvvetin varlığıdır. Son olarak tıp fakültesi öğretim üyelerince başlatılan bir imza kampanyası örnek olarak verilebilir.
Bülent Akarcalı (Eski Sağlık Bakanı)
Cesur, çağdaş, demokrat, sosyal içerikli bir yasa
İddia ediyorum ki, Tam Gün Yasası 1960 sonrası kurulan askeri hükümetler başta olmak üzere 2003 yılına kadar her hükümetin gönlünde yattığı ve hayal ettiği bir yasadır. Bu yasanın temelini de, 1960’larda ‘Sağlıkta Sosyalizasyon’u başlatan, bakanlığın eski ve saygın müsteşarlarından ve siyaseten gönlü CHP'de olmuş olan rahmetli Prof. Dr. Nusret Fişek atmıştır.
Dr. Mete Tan (Eski Sağlık Bakanı)
'Tam Süre' bir ahlak yasası değildir
Hep birlikte göreceğiz; bu ‘Tam Süre’ uygulamasının hayatı 1978 ‘Tam Süre’sinden daha kısa olacaktır. Yeni çıkan kanun taslağına göre hekimlerimiz telafisi mümkün olmayan zorluklarla karşı karşıya kalacaklardır. Ve halkımız da bundan nasibini alacaktır. Unutulmamalıdır ki ‘Tam Süre’ ve diğer yasaların hiç biri bir ‘ahlak yasası’ değildir.
Prof. Dr. Selami Albayrak (Hekim Hakları Derneği Başkanı):
Tıp emeğine vurulan en büyük darbe
Tam Gün’ Yasası tıp emeğine vurulan en büyük darbedir. Hekimler tek tipleştirilmektedir. ‘Sağlığın pazarlığı olmaz’ sloganını ileri sürenler sağlık hizmeti sunumunu tam bir pazarlık haline getirmişlerdir… Kanaatimce, kısa ve orta vadede ciddi sancılara sebep olacak olan bu yasa, sağlığın insan kaynağı ve fiziki alt yapısı yeterli düzeye çıkarıldıktan sonra, yani uzun vadede, faydalı olabilecektir.
Hüseyin Çelik (GSS Uzmanı):
Sorun tümden yokedilmek isteniyor; en başa dönme riski var
Sorunun çözümü için hekimin emeğinin karşılığını kamu içinde vermeye yönelik gerçekçi düzenlemeler sorunun çözümünde büyük bir iyileştirme sağlamıştır. Tam bu noktada adeta sorunu tümüyle yok etme yaklaşımı ile getirilen ‘Tam Gün’ düzenlemesi oluşan basınç ile bir süre sonra tekrar başa dönme endişelerinin dile getirilmesine neden olmaktadır.
Sibel Güneş (NTV Sağlık Editörü):
'Tam Gün' bir er meydanı mı?
Bu yasa tasarısı ileri sürüldüğü gibi, “Paracı doktorlarla, parasız sağlık hizmetinden yana olan Sağlık Bakanı Recep Akdağ”ın kozlarını paylaştığı bir er meydanı mıdır? “Doktorun sürekli para kavramıyla özdeşleştirilmesi”, “doktora duyulan güven duygusunun hasar alması” vatandaşın gözünde hükümete prim kazandırır mı?
SD 12'de 3 yazar daha "Tam Gün"ü tartışıyor
SD, "Tam Gün"ü tartışmayı sürdürüyor. 12. sayıda "Tam Gün"e ilişkin üç makale yayımlandı. İşte o makaleler:
Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar
“Tam Gün Tasarısı”na İlişkin Görüş ve Değerlendirmeler
Dr. Sebahattin Işık
“Tam Gün”ü “tam” anlamak
Prof. Dr. H. Fehim Üçışık
Sağlık personelinin tam gün çalışmasına ilişkin kanun taslağı
www.sdplatform.com