Sağlıkta 2023 Vizyonu: Sağlık Politikası ya da Sağlıklı Politika
Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023 yılında ülke olarak gelmek istediğimiz nokta, 2023 vizyonu olarak adlandırılıyor. Bu bağlamda, 2023 yılında sağlık alanında nasıl bir Türkiye bekliyoruz, ne gibi gelişmeler olmasını planlıyoruz gibi soruların cevaplarının verilmesi gerekiyor. Aslında 2023 yılına yalnızca 8 yılın kalmış olması, kısa ve orta vadeli plan-projelerin yapılmış olmasını gerektiriyor.
Sağlıkta 2023 vizyonu dendiği zaman aklımıza gelen bazı soruları şöyle sıralayabiliriz: 2023 yılında ülkemizde bebek ölüm hızı, 5 yaş altı ölüm hızı, anne ölüm hızı ne olacak? Ortalama yaşam süresi kaç yıl olacak? 2023 yılında hastanelere ne kadar müracaat olacak? Ne kadar muayene, ne kadar ameliyat yapılması planlanıyor? Sezaryen oranları ne kadar olacak? Acil yardım ve ambulans hizmetlerinde ne gibi iyileştirmeler yapılacak? Aşılama ve koruyucu hekimlik uygulamaları bugüne kıyasla hangi oranlara ulaşacak? Bu sağlık hizmetlerinin verilebilmesi için kaç hekim olması planlanıyor? Bu hekimlerin ne kadarı pratisyen hekim, ne kadarı uzman hekim olacak? Uzman hekimlerin dağılımı nasıl olacak? Aile hekimlerinin sayısı ve fonksiyonları ne olacak? Dünyada nüfus başına en fazla tıp fakültesi olan ülke durumumuz devam edecek mi? Yeni tıp fakülteleri açılacak mı? Mezuniyet öncesi ve sonrası tıp eğitiminde hasta sayısı ve çeşitliliği, öğretim üyesi , fiziki ve teknolojik donanım konusunda asgari standartlar belirlenecek mi? Tıp fakültelerine bugünkü düzeyde öğrenci alınmaya devam mı edilecek, daha mı az, daha mı çok olacak? Ağız ve diş sağlığı hizmetleri için kaç diş hekimi hizmet veriyor olacak? Bu hekimlere destek verecek olan hemşire, ebe, sağlık memuru, diğer sağlık meslek mensupları sayısı ne kadar olacak? Bunların nitelik sorunu konusunda neler yapılacak? Hekimler dahil sağlık personelinin sayısı ve yeterliliği, OECD ülkeleri arasında bulunduğumuz yerden kaç basamak daha yukarıda olacak? Laboratuvar hizmetleri nasıl yürütülecek, bugünkü sistem aynen devam mı edecek? Bu sağlık personelinin hizmet vereceği hastaneler, eğitim ve araştırma hastaneleri ve üniversite hastanelerinin sayısı, yatak durumu ve diğer olanakları hangi düzeyde olacak? Buraları yönetecek yöneticilerin yeterlilikleri nasıl olacak? İlaç ve biyomedikal ürünlerin yerli üretim veya yerli kaynaklardan karşılanma oranları ne olacak? Bu bilgileri yönetecek tıbbi bilişim teknolojileri hangi düzeyde olacak ve bunlara ilişkin yasal düzenlemeler ne kadar yapılacak? Sağlık alanındaki bilimsel araştırma faaliyetleri nasıl yürütülecek, bu alana ne kadar fon ayrılacak? Uluslararası düzeyde ne kadar bilimsel araştırma makalesi yayınlanıyor olması planlanıyor? Halkın eğitimi, tıp fakültesi eğitimi ve tıpta uzmanlık eğitimi dahil olmak üzere sağlık eğitimi hangi düzeyde olacak, eğitimcilerin yeterlilikleri, denetlenmesi ve hakları konusunda hangi düzenlemeler yapılacak? Sağlık bakanlığına bağlı hastaneler ile üniversite hastaneleri arasındaki ilişkiler nasıl olacak, afiliasyon sistemi nasıl revize edilecek? Sağlık çalışanlarının şiddete uğramasına engellemeye yönelik ne gibi idari ve yasal tedbirler alınacak? Eğitim ve akreditasyon dahil her alanda yaygın sorumluluk üstlenen Sağlık Bakanlığı ne kadar küçülecek?
Listeyi daha da uzatmak mümkündür. Kısacası, 2023 vizyonu ve benzer başlıklar altında ulaşılması gereken hedeflerin makul gerekçeler ile ortaya konması ve bu vizyona erişebilmesi için uygulanması gereken stratejilerin de belirlenmesi gerekiyor. Bu amaçla yapılan ve yapılacak olan çalışmaları ortaya koymak ve ilgili tarafların tartışması sağlamak amacıyla SD’nin bu sayısında Sağlıkta 2023 vizyonunu işlemeyi ve bu konuyla ilgili olarak başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşların mevcut plan, proje, görüş ve önerilerini bir araya getirmeyi düşündük. Ancak ne yazık ki, başta mevcut ve/veya geçmiş üst düzey yöneticiler olmak üzere, başvurduğumuz birçok yetkiliden, bu konuda yeterince görüş belirtemeyeceklerini içeren cevaplar aldık. Sağlıkta topluma yansıyan önemli adımların atıldığı bir sürecin ardından beklentileri göz önüne aldığımızda, iftihar edebilecek bir durumda olduğumuzu söyleyemiyor ve bunun kaygısını yaşıyoruz.
Önümüzdeki 8 yılın henüz daha planlanmamış olmasını kabul etmek mümkün değil. Yetkili makamlarda olanların yoğun çalışmalar yürüttüğünü biliyoruz. Ancak bu konuda acilen gerekli istişarelerin yapılarak uygun görüşlerin oluşturulmasının ve kamuoyu desteği sağlanmasının gerekli olduğunu düşünüyoruz. Sağlıkta kararlı ve akılcı adımlar politik desteği her zaman arkasında bulacaktır. Sonuç alıcı sağlık politikaları, sağlıklı politikanın da teminatıdır.