Editörden

  • Yazı Büyüklüğü A(-) A(+)
  • Paylaş

Sağlık için sağlıklı gıda

Moliere’nin “Cimri” oyununun bir yerinde şöyle bir replik yer alır: Kendilerine yemek ikram etmeyen Cimri’ye arkadaşları sorarlar: “Niye bize yemek vermiyorsun? Can boğazdan gelir bilmiyor musun?” Cimri de cevap verir: “Doğru, haklısınız. Ama can boğazdan da çıkar!”.
 
Hayatımızın idamesi, beslenmemize bağlı olduğu gibi, sağlığımızın korunması veya kaybedilmesi de yine beslenmemize bağlıdır. Gıdalarımız, bu bağlamda “hayati” bir öneme sahiptir. Bir yandan yiyip içip israf etmememiz gerektiği gibi, bir yandan da, yediklerimize hatta çevremizin ve ailemizin yiyip içtiklerine de dikkat etmemiz gerekmekte. İçtiğimiz suların damarlarımızda yüzlerce kilometre yol kat ettiğini, yediğimiz etlerin, balıkların, parmak uçlarımızdaki bir hücredeki bir RNA’da yeni bir proteine dönüşmek üzere sürekli sıra beklediğini, fırından yeni çıkmış sıcacık bir ekmeğin veya simitin üzerine kondurduğumuz bir parça balın bacak kaslarımızın içindeki bir buharlı lokomotif gibi enerji sağanağına dönüştüğünü düşündüğümüzde aslında işi gücü bırakıp yediklerimize odaklansak yeridir.
 
Aldığımız gıdalar, hayatımızın seyrini belirler. Kısa veya uzun dönemde sağlıklı kalmamız veya hasta olmamız, mizacımızın sakin veya hırçın oluşu, uyumlu veya uyumsuz insan oluşumuz gıdalarla ilişkilendirilir, doğru ya da yanlış. Daha gebe kalmadan önce annenin beslenmesinin, gebelik sırasında fetüsü, daha sonra da çocuğu ve erişkin kişiyi birçok hastalıktan koruduğu veya hastalıklara zemin hazırladığı, son zamanlarda yapılan araştırmalarda ortaya konmuştur.  Hipertansiyon, diyabet, metabolik sendrom hatta kanser gibi birçok hastalığın temelinde gıdaların olduğu bilinir. Suyla geçen hastalıklar olduğu gibi, havayla geçen hastalıklar da vardır ve en önemli gıdamız olan oksijenin ve soluduğumuz havanın kalitesinin düşük olması da gıda güvenliğinin ayrılmaz unsurlarından biridir.
 
Sağlıkta dönüşümün olanca hızıyla sürdüğü ülkemizde, beslenmede de dönüşüm yapabilir ve herkes için sağlıklı beslenme kuralını hayata geçirebilirsek, hem sağlıkta dönüşüm programını daha “sağlıklı” hale getirmiş olacağız, hem de insanımıza daha sağlıklı günlerin kapısını aralamış olacağız. Bunun için de, beslenme ve gıda ile ilgili tüm kurum ve kuruluşların işbirliği içinde çalışması, gıda güvenliğinin sürekli öncelikli olması ve sağlıklı gıdaya ulaşımın kolay ve ucuz olmasının gereği ortadadır.
 
Düşünce dünyanızın “sağlık gıdası” olan SD dergisinin beşinci yaşına bastığı bu sayısında, uzun zamandan beri üzerinde çalıştığımız gıda dosyamızı bulacaksınız. Gelen onlarca yazı arasından ancak bir kısmına yer verebildiğimiz dosyamızda, konunun mümkün olduğunca farklı boyutlarını, farklı bakış açılarıyla irdelemeye gayret ettik. Bu kapsamda yer veremediğimiz birçok konu ve yazar da oldu. Gıda ve beslenme gibi hayatımızın her anını kapsayan bir konuyu önümüzdeki birkaç sayıda daha gündeme getirsek, yine de bazı noktaların eksik kalacağı kesindir. Gıda dosyamızın yanı sıra unutulmaz hocalarımızdan biri olan Prof. Dr. Sami Zan’ın portresini, hayatımızın vazgeçilmez unsurlarından biri haline gelen depremlerle ilgili yazıyı, sağlık felsefesinin değişik boyutlarıyla ilgili yazı ve röportajları da size sunmaktan gurur duyuyoruz.
 
Bir daha görüşünceye kadar sağlıklı ve “uygun gıdalı” günler dileriz.
  • SON SAYI
  • KARİKATÜR
  • SÖYLEŞİ
  • Şehir hastaneleri hakkında düşünceniz nedir?