İnsanlığa iyilik yapmak…
Çiğdemlerin topraktan dışarı fışkırdıkları baharı geride bıraktık. Sabahın seherinde yüzünü gösteren güneş, öğlen vakti kızgın ateşi ile dünyayı selâmlıyor. Güneş’in bize bir kastı yok, o buğday başaklarını insanoğlu için kızartmanın gayretinde.
Yaz, olanca heyulası ile bizi çepeçevre kuşattı. Nisan yağmurları geride kaldı. Mayıs ve Haziran sıcakları, toprağa atılan tohumu önce filiz, ardından başak haline getirdi. Orta Anadolu çiftçisi şimdilerde buğdayların hasadı için gün sayıyor. Tohumlar çoktan başak oldu. Yakında biçerdöverler ve oraklar tarlalara girecek. Toplanan mahsulün içindeki bereketli başaklar kâh biçerdöverlerle, kâh patozlarla ortaya çıkarılacak. Başaklar fabrikalara, değirmenlere gidecek, un olup boy boy torbalara konacak. Bembeyaz un fırınlara gidecek, ekmek olup sofralarımıza gelecek.
Kâinat mucizevî bir döngü içinde. İnsanoğlu da öyle! Anne rahminde can oluyor, minik damarlarla beslenip gelişiyor, dünya ile tanışıyor. Önce sadece ağlayarak anlatıyor ihtiyacını. Sonra ‘Anne’ diyerek konuşmaya başlıyor. Her geçen gün milyonlarca şey öğreniyor. Çocuk oluyor, okulla tanışıyor. Her insan küçük bir kâinattır ya, okul sıralarında yenidünyaları tanıyor. Büyüyor, birey oluyor. Elmanın öte yarısı ile buluşuyor, evleniyor, yepyeni bir dünya kuruyor. Bu yenidünya, yenidünyaların dünyaya ‘Merhaba’ demesine vesile oluyor.
İnsanoğlu bununla da kalmıyor, bilgiden bilgi üretiyor, dünyayı her gün yeniden tasarlıyor. İki yıl kadar önce bir grup tıp entelektüeli, Türk sağlık sistemi üzerine yeniden düşünüp tartışma adına ‘yeni’ bir yola koyuldu. Bu çabanın ilk tohumu olan SD, Türk sağlık sisteminin bakir topraklarına ekildi. Yağmurlarla, verimli gübrelerle tanışan bu tohum, filiz oldu, topraktan başını çıkardı.
İlk SD 2006’nın soğuk bir kış günü dünyaya ‘Merhaba’ dedi. Her yeni sayısında kendisine yeni dostlar edinen, yeni dostların merhabası ile büyüyen SD, şimdilerde yepyeni ufuklara doğru yol alıyor. SD, Türk sağlık sisteminin 21’inci yüzyıldaki modern temellerinin atılmasına önayak oluyor.
***
2008 yılının başında serüvenine start veren Medipolitan Eğitim ve Sağlık Vakfı, başta Türkiye olmak üzere dünya ölçeğinde tıbbın ve sağlığın gelişiminde çorbada bir tutam tuz olma adına mütevazi çalışmalar yürüten bir sivil birliktelik.
Sağlık Düşüncesi ve Kültürü Dergisi SD, bu sayıdan itibaren Medipolitan Eğitim ve Sağlık Vakfı çatısı altında yolculuğunu sürdürecek.
Türk sağlık sektörünün belirleyicileri başta olmak üzere sağlık ve tıp alanında sözü olan tüm entelektüel zihinler için üç ayda bir sofra kuran SD, farklı sesleri kargaşaya neden olmayacak bir bütünlük içinde imbiğinden süzerek okurlarına ulaştırmayı sürdürecek.
***
Sağlıkta devletin rolü ne olmalı? Soru basit ama cevabı çetrefilli. SD, sayfalarında kısa, orta ve uzun vadeli sağlık politikalarının geleceğini tartışıyor, sağlığımız için yeni politikalar üretiyor.
SKK ve devlet hastanelerinin birleştirilmesi ve sigortalı vatandaşların özel hastanelerden istifadesi gibi devrim niteliğindeki yasalar, Türk sağlık sisteminde yıllardır beklenilen makas değişimlerine vesile oldu. Öte yandan ‘Tam Gün Yasası’ ve Genel Sağlık Sigortası’ndaki değişiklikler ne getirecek, ne götürecek?
SD, büyük kalibreli kalemlerle sağlığımızın geleceğini tartışıyor. Özelleştirme, Tam Gün, GSS, hasta güvenliği, obezite, organ nakli gibi konulara eğilmenin yanında sağlık personelinin eğitimine yönelik yeni ufuklara işaret ediyor.
SD, sağlık politikalarının bugününü tartışıp yarınını inşa etme gayreti ile de kalmıyor, düne dair pencereler aralıyor. Türk sağlık sisteminin son 50 yılına hekim olarak tanıklık eden iç hastalıklarının duayen profesörü Hüsrev Hatemi, Özal sonrası yaşanan kırılma üzerinden Türk sağlık sisteminin fotoğrafını çekiyor.
SD, öte yandan Türk sağlık sisteminin deniz fenerleri olan isimlerin portrelerine yer vermeyi de sürdürüyor, bir vefa hareketinin kilometre taşlarına yeni bir halkayı ekliyor.
Bu hareketin kilometre taşlarında bir halka, bu çorbada bir tutam tuz olabilmenin aslında iyiliğin yani sağlığın da ta kendisi olduğunu hep birlikte keşfedebilmek umudu ile...
* Haziran-Temmuz-Ağustos 2008 tarihli Sağlık Düşüncesi ve Tıp Kültürü Dergisi 7. sayıdan alıntılanmıştır.