Dr. Hasan Okaev: Türkiye’deki mültecilerin sağlık hizmeti alabilecekleri bir adres yok

Türkiye'de yaşayan mülteci, kaçak ve sığınmacının sayıları on binleri buluyor. Bu insanların kendileri gibi sağlık sorunları da pek gündeme gelmiyor. İstanbul'da yaşamını sürdüren Çeçen sığınmacılar üç ayrı kampta yoğunlaşmış bulunuyor. Fenerbahçe, Ümraniye ve Beykoz'daki kamplar yüzlerce kişiye ev sahipliği yapıyor. Bu kamplarda yaşayan Çeçenler gıda ve eğitim ile birlikte sağlık hizmetinden de yoksun durumdalar. SD, Çeçenlerin durumunu onlardan birine, onlara sağlık hizmeti ulaştırmaya çalışan Dr. Hasan Okaev'e sordu.
Dr. Hasan Okaev kimdir? Ne zamandan beri mültecilerin sağlık sorunları ile ilgilenmektedir? Çalışmalarını hangi çatı altında yürütmektedir?
1973 yılında Çeçenistan’da doğdum. 1997 yılında tıp fakültesini bitirdim. 2000 yılından beri Türkiye’de yaşıyorum. Evliyim, 2 çocuk sahibiyim. Kafkas-Çeçen Dayanışma Komitesi’nin kurduğu sağlık komitesinin içerisinde yer aldım.
Çeçen sığınmacıların Türkiye’de ve öteki ülkelerde sağlık sorunlarına ve aldıkları sağlık hizmetine dair genel fotoğrafı anlatabilir misiniz?
Sağlık, her ülke için en önemli konuların başında gelir ve bu insanoğlunun en doğal hakkıdır. Avrupa ülkelerinde yaşayan Çeçenler mülteci statüsünde yaşamaktadırlar. Bu nedenle sağlık güvenceleri bulunmaktadır. Fakat Türkiye’de yaşamakta olan Çeçenler mülteci olarak kabul edilmemiş, sığınmacı statüsündedir. Bu nedenle de çalışma izni ve sağlık güvencesi gibi imkânları bulunmamaktadır. Sağlık hizmetleri konusunda çok sıkıntı yaşamaktadırlar. Sağlık sorunlarının çözümünde yardım kuruluşları, vakıflar, belediyeler, gönüllü doktorlar ve eczacılar ve hayırsever vatandaşlar yardımcı olmaya çalışmaktadırlar.
Bilhassa ülkemizde yaşayan Çeçenler üzerine çalıştığınızı biliyoruz. Çeçenlerin ülkemize yoğun olarak ne zaman geldiklerini aktarabilir misiniz?
Çeçen sığınmacılar 2000 – 2003 yıllarında yoğun olarak geldiler. 2003’den sonra az da olsa gelişler devam etti.
Çeçen sığınmacılar Türkiye’ye geldikleri ilk yıllarda sağlık hizmetlerinden ne şekilde yararlandılar? T.C. Sağlık Bakanlığı Çeçen sığınmacılara ne gibi destekler verdi, şu anda ne gibi desteklerde bulunuyor?
Türkiye’ye geldikleri ilk dönemde Kafkas - Çeçen Dayanışma Komitesi’nin kurduğu Sağlık Komitesi’nin kurduğu gönüllü doktor ve eczacılarla Çeçen sığınmacılar için sağlık hizmeti verilmeye başlandı. Yine aynı dönemde bazı özel hastaneler, belediyeler, İHH İnsani Yardım Vakfı ve diğer bazı yardım kuruluşlarının sağlık yardımları ile sorunlarını çözmeye çalıştılar. Geçmiş yıllarda İstanbul Valiliği’ne bağlı Türk Dünyası ve Akraba Toplulukları Koordinatörlüğü tarafından bir süre sağlık yardımları organize edildi.

Bilgilerinize göre bu güne dek kaç Çeçen sığınmacı, hangi sağlık kuruluşlarında ne gibi sağlık hizmeti aldı?
Bu konuda istatistikî bilgi vermemiz mümkün değil. Çünkü bu yardımlar tek bir merkezden koordine edilmedi. Bu nedenle kaç kişiye, ne tür hizmetler verildiği hakkında net bir bilgiye sahip değiliz. Esma Hatun Hastanesi, Sultançiftliği Sultan Hastanesi, Bağcılar İstanbul Tıp Merkezi, Fatih Hastanesi, Üsküdar Mihrimah Sultan Hastanesi, Ümraniye Afiyet Hastanesi gibi sağlık kuruluşları tarafından zaman zaman poliklinik, ameliyat, doğum ve çeşitli sağlık hizmetleri ücretsiz olarak karşılandı.
Bu süreçte ne gibi sorunlar yaşadınız? Sorunlarınızın çözümünde resmi kanalların ilgisi, desteği ne şekilde oldu?
Mültecilerin en büyük sorunu, sağlık güvencesinden mahrum olmalarıdır. Çalışma izinleri de olmadığı için maddi olarak çok zor şartlar altında yaşam mücadelesi vermektedirler. Bu nedenle sağlık hizmetlerini karşılamakta maddi olarak çok zor duruma düşmektedirler. İkinci olarak dil probleminden bahsedebiliriz. Özellikle ilk yıllarda dil problemleri yüzünden sağlık hizmetlerinden yararlanma konusunda sorunlar yaşandı. Resmi kanalların ilgi ve desteğinden çok fazla bahsetmemiz mümkün değil. Sorunların çözümünde özellikle yardım kuruşları ve hayırsever vatandaşların katkıları olmaktadır.
Geçen süreçte kamplarda salgın benzeri güç durumlarla karşılaşıldı mı, anlatabilir misiniz?
Maalesef kamplardaki yaşam şartları çok kötü durumda. Rutubet, ısınma, küçük alanlarda çok fazla sayıda insanın beraber yaşamaya çalışması vb nedenlerle zaman zaman salgın benzeri hastalıklar yaşandı. Hepatit A ve suçiçeği salgını görüldü.
Sığınmacılar arasında ne gibi hastalıklar yoğun olarak görülmektedir?
Yetersiz ve dengesiz beslenme nedeniyle özellikle çocuklarda anemiler ve hastalıklara karşı dirençsizlik yoğun olarak görülebilmektedir. Savaşın neden olduğu travmalar, yaşam şartlarının çok kötü olması, bir nevi başkalarına muhtaç şekilde yaşanılması ve diğer etkenler nedeniyle psikolojik rahatsızlıklar ve verem gibi vakalar da görüldü. Türkiye’ye geldikleri ilk yıllarda el ve bacak organı kayıpları nedeniyle çeşitli sağlık problemleri yaşanmıştır.
Bu hastalıklar arasından bölgesel-irsi türde rahatsızlıklar mevcut mu?
Hayır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, mülteci, sığınmacı ve kaçaklara bulundukları ülkede ne tür bir sağlık hizmeti alacaklarını öngörüyor. Bu hizmetleri Çeçenler biliyor mu?
Bu konuda bilgi sahibi değiller.
Türk devletinin birimleri, sağlık haklarına yönelik olarak Çeçen sığınmacıları yeterince bilgilendiriyor mu? Yani bir sığınmacı ne zaman, ne tür sağlık hizmeti alacağını, vakti geldiğinde kendisine ne tür aşılar yaptırılacağını biliyor mu?
Bu konuda bilgilendirme olmamaktadır. Zaten Türkiye’deki Çeçenler mülteci olarak kabul edilmemektedirler. Sığınmacı olarak ise ne tür sağlık hakları oldukları hakkında bilgi sahibi değiller. İlk yıllarda aşılanma işini biz yapmaya çalıştık. Son dönemde ise bazı aşılar sağlık ocaklarında yaptırılabilmektedir.
Bugün itibariyle durum ne? Çeçen sığınmacılar ülkemizde sağlık hizmetlerinden ne şekilde yararlanıyorlar?
Sağlık hizmetlerini STK’lar, yardım kuruluşları ve hayırsever insanların desteğiyle almaya çalışıyorlar.
Türkiye’de Çeçen sığınmacılara sağlık yardımında bulunan STK’lar hangileridir? Hangi yollarla, ne tür sağlık hizmetinde bulunuyorlar?
STK olarak İHH, Ecza-Der, Hayat Vakfı, Kafkas dernek ve vakıflarını sayabiliriz. Bunların haricinde dönem dönem çeşitli STK’lardan yardımlar sağlandı.
Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Dünyanın her köşesinde vatanlarından ayrılmak zorunda kalmış bize ve bizim gibi insanlara sağlıklı bir nefes kazandırabilmek adına hizmet verenlere teşekkür ediyorum. Artık savaşlar olmasın.
* Mart-Nisan-Mayıs 2010 tarihli SD Dergi 14. sayıdan alıntılanmıştır.
15 TEMMUZ 2010Bu yazı 4394 kez okundu - Yazdır
- Yazı Büyüklüğü A(-) A(+)
- Paylaş
Sayı içeriğine ait yorum bulunamamıştır. Yorum yazabilmek için üye girişi yapınız